Franco sonrası İspanyol edebiyatının en parlak
yazarlarından biri olan Antonio Munoz Molina'nın "Eleştiri Ödülü"
(Premio de la Critica) ile "Ulusal Edebiyat Ödülü"nü (Premio Nacional
de Literatura) alan, bir blues kadar acılı, insan ruhunun
derinliklerinde dolaşan ve "anlatacak bir şeyi" olan romanı...
Madrid'in
bir barında, bir sohbet sırasında, eski bir caz müzisyeni, bir sanat
eseri dolandırıcılığına karışmış Lucrecia adlı gizemli bir kadınla
yaşadığı bir aşk serüvenini anlatır. Madrid, San Sebastian ve öykünün
sona erdiği Lizbon arasında, barlarda ve otel odalarında yitik
kişilerin yazgıları bir ağ benzeri birbirine karışır; sanki
kahramanların hepsi bir karşılıklı büyülenmeye teslim olmuşlardır:
Anlatıcının yakın dostu piyaniste, piyanistin efsanevi trompetçi Billy
Swann'a, Lucrecia'nın kendisini kullanan kaçakçılara duyduğu büyülenme.
Tıpkı Lizbon'da Kış'ın yazarı Antonio Munoz Molina'nın Amerikan kara
sineması ve caz dünyası karşısında büyülenmesi gibi... Roman karanlık
ve yağmurlu, neredeyse anonim bir İspanya'da ve büyülü kent Lizbon'da
geçiyor; bir bilmece gibi tasarlanıp bir düş gibi sunuluyor.
(Arka kapak)
COTE: [TUR-L] [MUNO-22836]
(249 sayfa)
“İnsanların sahip oldukları bilgiler içinde en fazla yararlı ve en az ilerlemiş olanı,insan hakkındaki bilgi gibi görünüyor;Delphes tapınağındaki yazıtın(Kendini tanı)tek başına ahlakçıların bütün iri kitaplarından çok daha önemli ve güç bir temel kural içerdiğini söylemeye cesaret ediyorum.Çünkü insanlar kendilerini tanımaya başlamazsa,insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı nasıl bilinebilir. ” (Cenevre'li,mesleksiz,işsiz,parasız ve hiçbir toplumsal estate ile bağlantısı olmayan Rousseau)