“12 Eylül’ün gölgesi bile
ağır bir yüktü ama seçimler olmuş, sivil yaşama geçilmiş, bir nebze de olsa toplum soluk almaya başlamıştı.
Daha da önemlisi,
15 Ağustos ile birlikte başlayan savaş, insanları gölgesi gibi takip eden korkuları kırmaya başlamış,
12 Eylül’ün, cuntacıların tartışmasız, dokunulmaz, hükümran imajı çatlamaya başlamıştı...
ağır bir yüktü ama seçimler olmuş, sivil yaşama geçilmiş, bir nebze de olsa toplum soluk almaya başlamıştı.
Daha da önemlisi,
15 Ağustos ile birlikte başlayan savaş, insanları gölgesi gibi takip eden korkuları kırmaya başlamış,
12 Eylül’ün, cuntacıların tartışmasız, dokunulmaz, hükümran imajı çatlamaya başlamıştı...
(Arka kapak'tan)
Belge Uluslararası Yayıncılık'ın editörü Ragıp Zarakolu ve yazar N.
Mehmet Güler hakkında "Ölümden Zor Kararlar" isimli roman
karakterlerinin diyalogları gerekçe gösterilerek açılan davanın 3.
duruşması, bugün İstanbul'da, Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görüldü.
Geçtiğimiz Kasım ayındaki duruşmada, savcı Mustafa
Çavuşoğlu beraat talebinde bulunurken, davaya yeni atanan savcı Savaş
Kırbaş, roman karakterlerinin söylemini tehlikeli bularak, Güler'in
"terör örgütünün propagandasını yapmak" iddiası ile mahkumiyetini
istedi.
Mahkeme heyeti ise, avukat Özcan Kılıç'ın eserin edebi
niteliği konusunda bilirkişiye gidilmesi talebini reddetti. Duruşma
karar için ileri bir tarihe ertelendi.
Yazar Güler, AKnews
muhabirinin izlediği duruşmada yaptığı savunmada, "Türkiye düşünceyi,
edebiyatı, hayalleri ve en önemlisi gerçekleri yargılama utancından
kurtulmadan demokrasiden söz etmenin mümkün olamayacağını" vurguladı. ..
AKnews
"Ölümden Zor Kararlar" romanı hakkında, savcılığın hazırladığı iddianame doğrultusunda İstanbul 10.Ağır Ceza mahkemesinin açtığı davanın ilk duruşması 13 ağustos 2009 perşembe günü yapıldı.2.duruşma 19 Kasım 2009 saat 09;30 da Beşiktaş adliyesinde eski DGM olarak bildiğimiz 10.Ağır Ceza Mahkemesinde olacak.
İddianamede de görüleceği gibi savcılık bir edebiyat çalışmasında eserin bütünlüğünü görmezden gelerek ve bozarak alıntılamış olduğu bölümlerin içeriğinde "bölücülük" aramaktadır. Oysa eserin bütünlüğü üzerinden ulaştırmaya çalıştığı bir mesaj vardır ve bu mesaj kesinlikle toplumsal barış içeriklidir. Hatta çok açık savaş karşıtı bir eser olduğunu söyleyebilirim. Savcı roman kahramanlarının diyaloglarını "suç" kabul ediyor. Oysaki roman kahramanları kendi gerçeklikleri içinde ve kendi doğalarına uygun konuşmaktadırlar. Savcılar beğenmezse de -hatta yazar bile buna boyun eğmek zorundadır-Hayri PKK militanı olarak konuşacağı gibi, mahkeme başkanı da bulunduğu konum ve statüsüne uygun konuşacaktır. Kaldı ki bunlar bu ülkede binlerce örneği yaşanan olaylardır. İnkar mı edelim, görmezden mi gelelim. Benim yargılandığım ve hüküm giydiğim '90'lı yılların başında "suç" kabul edilen birçok söylem ve fiil günümüzde pekâlâ yasal ve kullanılmaktadır.
Yasaklar edebiyata, sanata uzanınca insanların ruhlarını, hayallerini, ideallerini yargılamaya başlarsınız bunun adı faşizmdir. Son otuz yılda yaşanan savaş, inkâra gelmez ve çok ağır sonuçları olan bir toplumsal olaydır. Bir acılar silsilesi, ölümler, ayrılıklar, sürgünler sürecidir. On binlerce cana mal olmuş. derin bir travma yaşanmıştır. Toplum artık eski toplum değildir. Yaralıdır. Bunu sanatla, edebiyatla onarabiliriz ancak. Düşünceyi, edebiyatı, hayalleri yargılama utancından mutlaka kurtulmalıdır bu ülke. Benim ve yayıncım Sayın Ragıp Zarakolu'nun yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 10. ağır ceza mahkemesinde 19 Kasım’da yapılacak. Hayallerimize yasaklar zincirinin vurulmasını engellemek isteyen, “savcılar gibi düşünmeyen” tüm duyarlı şahsiyet ve kurumların desteğine ihtiyacımız var.
Saygılarımla
n.mehmet güler
06 Kasım, 2009
"Ölümden Zor Kararlar" romanı hakkında, savcılığın hazırladığı iddianame doğrultusunda İstanbul 10.Ağır Ceza mahkemesinin açtığı davanın ilk duruşması 13 ağustos 2009 perşembe günü yapıldı.2.duruşma 19 Kasım 2009 saat 09;30 da Beşiktaş adliyesinde eski DGM olarak bildiğimiz 10.Ağır Ceza Mahkemesinde olacak.
İddianamede de görüleceği gibi savcılık bir edebiyat çalışmasında eserin bütünlüğünü görmezden gelerek ve bozarak alıntılamış olduğu bölümlerin içeriğinde "bölücülük" aramaktadır. Oysa eserin bütünlüğü üzerinden ulaştırmaya çalıştığı bir mesaj vardır ve bu mesaj kesinlikle toplumsal barış içeriklidir. Hatta çok açık savaş karşıtı bir eser olduğunu söyleyebilirim. Savcı roman kahramanlarının diyaloglarını "suç" kabul ediyor. Oysaki roman kahramanları kendi gerçeklikleri içinde ve kendi doğalarına uygun konuşmaktadırlar. Savcılar beğenmezse de -hatta yazar bile buna boyun eğmek zorundadır-Hayri PKK militanı olarak konuşacağı gibi, mahkeme başkanı da bulunduğu konum ve statüsüne uygun konuşacaktır. Kaldı ki bunlar bu ülkede binlerce örneği yaşanan olaylardır. İnkar mı edelim, görmezden mi gelelim. Benim yargılandığım ve hüküm giydiğim '90'lı yılların başında "suç" kabul edilen birçok söylem ve fiil günümüzde pekâlâ yasal ve kullanılmaktadır.
Yasaklar edebiyata, sanata uzanınca insanların ruhlarını, hayallerini, ideallerini yargılamaya başlarsınız bunun adı faşizmdir. Son otuz yılda yaşanan savaş, inkâra gelmez ve çok ağır sonuçları olan bir toplumsal olaydır. Bir acılar silsilesi, ölümler, ayrılıklar, sürgünler sürecidir. On binlerce cana mal olmuş. derin bir travma yaşanmıştır. Toplum artık eski toplum değildir. Yaralıdır. Bunu sanatla, edebiyatla onarabiliriz ancak. Düşünceyi, edebiyatı, hayalleri yargılama utancından mutlaka kurtulmalıdır bu ülke. Benim ve yayıncım Sayın Ragıp Zarakolu'nun yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 10. ağır ceza mahkemesinde 19 Kasım’da yapılacak. Hayallerimize yasaklar zincirinin vurulmasını engellemek isteyen, “savcılar gibi düşünmeyen” tüm duyarlı şahsiyet ve kurumların desteğine ihtiyacımız var.
Saygılarımla
n.mehmet güler
06 Kasım, 2009
COTE: [TUR-L] [GULE-39667]
(111 sayfa)