Nâzım Hikmet'i en iyi tanıyan kişilerden biri olan ve onunla birlikte yurtdışında uzun süre geçiren Zekeriya Sertel, dünya çapındaki bu sanatçının şairliğini, insan yanını ve sanatını anlamak için, onun hayatına ait gizli hiçbir şey kalmaması gerektiğine inanarak, bu kitabı kaleme aldı. Sertel bu kitabında, Nâzım Hikmet'in 1950'den sonra Sovyetler Birliği'ndeki hayatı, çalışmaları, yaşadığı sıkıntılar ve ilişkileri hakkında bütün bildiklerini, eksiksiz ve katkısız olarak anlatıyor. Nâzım Hikmet'i kendi halkına ve dünyaya tanıtma ödevini, elinden geldiğince tarafsız kalarak yerine getirmeye çalışıyor. (Arka kapak)
COTE: [TUR-L] [SERT-21892]
(276 sayfa)
“İnsanların sahip oldukları bilgiler içinde en fazla yararlı ve en az ilerlemiş olanı,insan hakkındaki bilgi gibi görünüyor;Delphes tapınağındaki yazıtın(Kendini tanı)tek başına ahlakçıların bütün iri kitaplarından çok daha önemli ve güç bir temel kural içerdiğini söylemeye cesaret ediyorum.Çünkü insanlar kendilerini tanımaya başlamazsa,insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı nasıl bilinebilir. ” (Cenevre'li,mesleksiz,işsiz,parasız ve hiçbir toplumsal estate ile bağlantısı olmayan Rousseau)