25 Ara 2009

Tanrı

-Alo, Mr Allen.
-Bu bir bant kaydıdır.......
(2 gün sonra)
-Alo, Hil Yayın.
-Evet, buyrun.
-Ben Woody. Beni aramışsınız.
(Gülüşmeler)
-Haaaaa şey.
-Yanlış telefon mu?
-Yooooo da, bizim telefonu nasıl buldunuz.
-Eski telefonunuzu not ettirmişsiniz, 011´i aradım ve şimdiaradığım numarayı verdiler. Türkiye hakikaten çok gelişmiş, belki buyaz geleceğim. O gözlüklü, kısa boylu, sevimli bıyıkları olan adam mıyönetiyor hala.
-Mr Allen bunu geldiğinizde konuşuruz. Biz, sizin -Tanrı oyununuzu yayınlıyoruz. Biraz konuşalım istedik.
-Kitaplarım orada çok satıyormuş öyle mi?
-Onun için sizi aradık, Mr Allen sizin için dahi diyorlar.
-Bırakın bunları tam bir klişe, bütün klişeler gibi de gülünç.
-Bütün filmleriniz, oyunlarınız, yazdıklarınız, kişisel sorunlarınızla ilgili.
-Ben sorunlarımla içiçeyim, ayrıca çok iyi de bir malzemeyim.
-Ya çalışma delisi olduğunuz.
-Yanlış ama böylesi hoşuma gidiyor. Yazmayı seviyorum, bunun için de bana para ödeniyor.
-İzin verirseniz konuyu değiştirmek istiyorum. (Küfür ettiğineeminiz ama uyumlu bir şekilde çeviremedik.) Kitabın konusu hakkında nesöylersiniz.
-Tanrı aşktır, temel maddeleri boş verin.
-Metafizik denemelerinizi de yayınlamak isteriz.
-O konuda başarısız oldum. Çünkü komşu kadının ruhunu inceliyordum.Ayrıca ikinci bir yaşam düşünmüyorum. Ama yine de yanıma birkaç iççamaşır alacağım.
-Ruh ve beden arasında bir ayrım varsa, hangisine sahip olmak isterdiniz?
-O soruyu aslında ben soracaktım.
-........
-Yanıt evet. fakat soru ne?


COTE: [TUR-L] [ALLE-21799]
(66 sayfa)

Kitabı Mukaddes'i Kim Yazdı

Din tarihine farklı bakış
Friedman'ın'Kitabı Mukaddes'i Kim Yazdı?' adlı eseri, dinler tarihi ile ilgiliciddi bir çalışma okumak isteyen herkese hitap ediyor
Bilindiğigibi Kitabı Mukaddes Eski Ahit ve Yeni Ahit başlıkları altında toplananiki bölümden oluşuyor. Eski Ahit'in ilk beş kitabı Tekvin, Çıkış,Levililer, Sayılar ve Tesniye'dir. Söz konusu beş kitaba Pentakökdeniyor. 'Beşlinin derlenmesi' anlamındadır. Yunanca pentateuchoskelimesinden geliyor. Eski ve Yeni Ahit bu beş kitabın Musa peygambertarafından yazıldığı konusunda hemfikirdir.
Richard Elliot Friedman, Kitabı Mukaddes'i Kim Yazdı? kitabındaPentakök'ün ne zaman ve kimler tarafından yazıldığı sorusuna farklı biryanıt veriyor. İlgilendiği alanda ciddi bir bilimsel kariyeri olanFriedman, Pentakök'ün birbirinden farklı dört ayrı metnin düzenlenerekbir araya getirilmesiyle oluştuğunu ileri sürüyor. Friedman'ın iddiası,Kitabı Mukaddes hakkındaki yerleşik yargıları sarsacak niteliktedir.
Friedman'ın da kitabında belirttiği gibi Pentakök'ün kimtarafından ve ne zaman yazıldığı soruları yüzyıllardır soruluyor. Beşkitap içerisinde birbiriyle çelişen tekrarların olması, kitaplarınçeşitli yerlerinde eserlerin yazarı olduğu ileri sürülen Musapeygamberin hiç gitmediği yerlerden bahsedilmesi, onun zamanındabilinmeyen bilgilerin verilmesi, yine Tesniye'de Musa peygamberinölümünün anlatılması gibi noktalar söz konusu soruları tahrik edenunsurlardır. Konuyu ilk gündeme getiren İspanya'daki bir hükümdarınhekimi olan Yahudi İshak ibn Yaşuş'tu. Bu çıkışından dolayı 'Çamdeviren İshak' olarak ünlenmesine rağmen Yaşuş'un sorduğu soruya tarihboyunca aralarında Thomas Hobbes ve Spinoza'nın da bulunduğu birçokkişi yanıt aradı.
On dokuzuncu yüzyılda Pentakök hakkındaki tartışmalar JuliusWellhausen'ın katkıları sayesinde yepyeni bir boyut kazandı. JEDPTeorisi de denilen Metin Hipotezi'ne göre Musa'nın beş kitabı dörtfarklı kaynağın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştu. Tanrının adıolarak Yahve/Yehova'yı kullanan ve Yahuda Krallığı'nda yazıldığı kabuledilen birinci metne J dendi. Tanrıdan Elohim diye bahseden ve İsrailKrallığı'nda kaleme alındığına inanılan metin ise E olarakisimlendirildi. Hukukla ve kâhinlerin işleriyle ilgili bir diğer metneise İngilizce priest sözcüğünden hareketle P dendi. İncelemelersonucunda Tesniye kitabının ve izleyen bazı bölümlerin de farklı birmetin olduğu kanısına varılmıştı. Bu metin de Tesniye'nin İbranice adıolan Devarim ya da İngilizce adı olan Deuteronomy'den hareketle D diyeanıldı. Dört farklı dönemde dört farklı kişi ya da kişilerce kalemealınmış olan metinlerin birbirleriyle uyumlu bir biçimde düzeltilmesiise daha sonra gerçekleşecekti.
Metin Hipotezi günümüzde Kitabı Mukaddes incelemelerinde sıkçabaşvurulan bir yöntem. Wellhausen'dan sonra yöntem daha daçetrefilleşti. Beş kitap içerisinde L Metni gibi farklı metinlerin debulunduğu ya da J metninin aslında J1 ve J2 gibi iki ayrı metindenoluştuğu ileri sürüldü. Friedman da D Metni'ni D1 ve D2 diye iki ayrımetinden oluşmuş kabul ediyor. Ne kadar karışık görünürse görünsün sözkonusu hipotez ile varılan sonuçlar Kitabı Mukaddes'in ve bu eserinmeydana geldiği dünyanın daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.
Friedman kitabında Metin Hipotezi'ni Pentakök'e son derece ustabir biçimde uyguluyor. Yazarın metinlerin yazıldığı dönemler hakkındakibilgisi dikkat çekicidir. Söz konusu dönemlerin bütün özelliklerine,saflaşmalarına ve kuvvet dengelerine hâkim olan Friedman bu son derecekarışık meseleyi konu hakkında bilgisi olmayan okuyucuların bilerahatlıkla kavrayabileceği şekilde anlatıyor. Böylelikle okuyucu KitabıMukaddes'te neden birbirinden farklı iki tane Tufan hikâyesi olduğunu,farklı tanrı tasvirlerini yaratan koşulları ya da farklı rahipgruplarının çekişmelerinin sonuçlarını öğrenebiliyor.
Richard Elliot Friedman bu dört farklı kaynağı incelerken Pmetninin genel kanının aksine en son değil J ve E metinlerininbirleştirilmesinden sonra yazıldığını söyleyerek meseleye farklı birbakış açısı getiriyor. Friedman'a göre P Metni Kral Hizkiya zamanındaHarun neslinden gelen Kudüslü kâhinler tarafından JE metnine karşıyazılmıştır. Kral Yoşiya ile birlikte güç kazanan Şilolu rahipler isebu duruma D Metni ile karşılık veriyorlar. Pentakök'ün redaksiyonunuEzra'nın yaptığını ileri süren Friedman ayrıca J Metni'nin bir kadıntarafından yazılmış olabileceği ihtimali üzerinde de duruyor.
Metin Hipotezi yöntemine hem Yahudi hem de Hıristiyanköktendinciler karşı çıkıyorlar. Bunun iki nedeni vardır. Birincisiyöntem her iki dinin de kutsal kabul ettiği kitapların ait olduklarıdönemlerdeki siyasi kapışmaların ve toplumsal koşulların ürünü olduğunukabul ediyor. İkincisi her iki dine göre de Tekvin, Çıkış, Levililer,Sayılar ve Tesniye Musa peygamber tarafından yazılmıştır. Bunun aksininkanıtlanması her iki din açısından da büyük bir sorun teşkil ediyor.
Friedmann ise eserinde bir orta yol bulma telaşındadır. KitabıMukaddes'in kutsallığının bu yöntem sonucunda zarar görmemesigerektiğini söyleyen Friedman bütün bu çalışmaların okuyucuda takdiruyandırması gerektiğini ileri sürüyor. Ama her ne kadar kendisi bunuistemese de Friedman'ın yazdıklarını okuduktan sonra okuyucunun KitabıMukaddes'i doğaüstü bir gücün ürünü olarak görmesi mümkün değildir.Kitabı Mukaddes'i Kim Yazdı? hem metin hipotezi yöntemi hakkında bilgiedinmek hem de dinler tarihi ile ilgili ciddi bir çalışma okumakisteyen herkese hitap ediyor.

HALUK HEPKON

20 Ara 2009

Mavi Sakal

15 Mayıs 1911'de Zürih'te doğdu. Aynıkentte Alman edebiyatı okurken, 1933'te gazetecilik yapmaya başladı veAvrupa'da geziler yaptı. 1936-1940 arasında yine Zürih'te mimarlık.Savaş çıkınca sınıra gönderildi. Bu yıllarda yazmaya başlayan Frisch,bir süre yazarlıkla mimarlığı beraber yürüttü. Daha sonra mimarlığıbıraktı. 1960-1965 yılları arasında Ingeborg Bachmann'la birlikteRoma'da yaşadı. ABD, Meksika, Rusya, Japonya ve İsrail'de de bulunmuşolan İsviçreli yazar, oyunları ve günceleriyle de ünlüdür. Brechtsonrası tiyatroda Alman dilinde yazan en önemli isimlerdendir.1958'deki Georg Büchner ödülünün yanında başka ödüller de kazanmış olanMax Frisch, 4 Nisan 1991'de Zürih'te ölmüştür.


COTE: [TUR-L] [FRIS-12219]
(112 sayfa)

Taş Meclisi

Jean Chirstophe Grange, "Kızıl Nehirler"in ardından "Taş Meclisi"yle yine sahnede. Gerçekten şaşırtıcı bir hayal gücü... Dayanılmaz bir gerilim... Fiziksel ve psikolojik şiddek... Parapsikoloji.. Şamanizm.. Telapatiyle gerçekleştirilen bir trafik kazası.. Esrarengiz akapunkturcu... Türk ve Moğol şamanlarının mirasçıları arasındaki savaş...
Mucizevi tedaviler, ani ölümler... Bilimsel referansları, polisiye vakaları ve parapsikolojik olguları etkileyici bir psikolojik atmosfer içinde birleşen bir hikaye. Eski Sovyetler Birliği'nin gömülmüş sırları, nükleer füzyon, Mayıs 68'in hala varlığını sürdüren derin izleri, peş peşe bulunan ipuçları. Kurbanların cellat, kahramanların hep kötü olduğu fantastik bir gerilim.
(Arka kapak'tan) 

COTE: [TUR-L] [GRAN-24545]
(412 sayfa)

Kalpazanlar

André Gide'in Kalpazanlar'ın yirminci yüzyıl Fransız romanındaki konumu ancak, Marcel Proust'un Yitik Zamanın Ardında'sının konumuyla karşılaştırabilir. Tıpkı Proust'un büyük yapıtı gibi, Gide'nin yazdığı bunca anlatı arasında roman adını verdiği tek yapıt olan Kalpazanlar da aynı zamanda hem roman, hem roman üstüne düşünce, hem öyküler anlatan bir yapıt, hemde yapıtın öyküsü olmak ister. Bunu yaparken gerçekleştirmeye çalıştığı bir başka amaç da, roman sanatını baştan sona yenilemektir. Bu son amaca, tam olarak ulaşıldığını söylemek zordur. Ama arayış öyle usta bir anlatım, öyle canlı ve çekici yüzler, öyle ilginç oluntular aracılığıyla sürdürülür ki, bir yandan büyük bir yazın serüveni karşısında bulunduğumuzu duyar, bir yandan kişilerin serüvenlerini kendi serüvenlerimiz gibi yaşarız.
(Arka kapak)

COTE: [TUR-L] [GIDE-20830]
(236 sayfa)

Gerçek

Gerçek, laik inanışla kilisenin, yeni akımla eski tutucu öğretinin yüzyıllar boyu sürüp giden amansız ve acımasız çatışmasını konu alan bir yapıttır. Bu konuyu Emile Zola'nın güçlü kaleminden ilgiyle izleyeceksiniz. 
(Arka kapak)

COTE: [TUR-L] [ZOLA-18456]
(442 sayfa) 

19 Ara 2009

Lizbon'da Kış

Franco sonrası İspanyol edebiyatının en parlak yazarlarından biri olan Antonio Munoz Molina'nın "Eleştiri Ödülü" (Premio de la Critica) ile "Ulusal Edebiyat Ödülü"nü (Premio Nacional de Literatura) alan, bir blues kadar acılı, insan ruhunun derinliklerinde dolaşan ve "anlatacak bir şeyi" olan romanı...
Madrid'in bir barında, bir sohbet sırasında, eski bir caz müzisyeni, bir sanat eseri dolandırıcılığına karışmış Lucrecia adlı gizemli bir kadınla yaşadığı bir aşk serüvenini anlatır. Madrid, San Sebastian ve öykünün sona erdiği Lizbon arasında, barlarda ve otel odalarında yitik kişilerin yazgıları bir ağ benzeri birbirine karışır; sanki kahramanların hepsi bir karşılıklı büyülenmeye teslim olmuşlardır: Anlatıcının yakın dostu piyaniste, piyanistin efsanevi trompetçi Billy Swann'a, Lucrecia'nın kendisini kullanan kaçakçılara duyduğu büyülenme. Tıpkı Lizbon'da Kış'ın yazarı Antonio Munoz Molina'nın Amerikan kara sineması ve caz dünyası karşısında büyülenmesi gibi... Roman karanlık ve yağmurlu, neredeyse anonim bir İspanya'da ve büyülü kent Lizbon'da geçiyor; bir bilmece gibi tasarlanıp bir düş gibi sunuluyor.

(Arka kapak)


COTE: [TUR-L] [MUNO-22836]
 (249 sayfa)

Sana Kraliçeymişsin Gibi Davranacağım

Genç İspanyol kadın yazar Rosa Montero , ülkesinde de çevildiği dillerde de kitapları üst üste baskı yapan, beğenilen bir yazar. Sana Kraliçeymişsin Gibi Davranacağım, onun üçüncü romanı. Okuyunca göreceksiniz, şarkı gibi bir roman. Madrid te, pırıltısı eskilerde kalmış bir gece kulübünün boğuk, karanlık, gizemli ortamında yaşanan garip bir aşk öyküsü; daha doğrusu, yaşanan ama gerçekleşemeyen aşkların öyküsü. Umarsızlıkları, yoksunlukları, özlemleri içinde yaşama savaşı veren insanların oluşturduğu bir metafor, bir mitos bu gece kulübü. Çöken yoz bir dünyanın yapay renkleri içinde görünen yalnızlıları, acımasızca bir anlatımla dile getiren, renkli, hızlı, sürükleyici bir tempoyla, bir bolero temposuyla okurlara aktaran bir roman.
(Arka kapak)

COTE: [TUR-L] [MONT-7900]
(224 sayfa)

Yeraltından Notlar

Dünyanın en çok okunanve en çok tartışılan yazarlarından biri olan Dostoyevski, Yeraltından Notlar'da, insanın kendisiyle çatışmasını, kendisini yargılamasını,kendisi dışındaki dünyayla ilişkisini, çarpıcı ve kendine özgü yöntemiyle anlatıyor. Dostoyevski'nin yazarlık yönteminin ve yaratıcılığındaki özgünüğün ana çizgilerini bulduğumuz Yeraltından Notlar, insanını özündeki bencil duyguların ve çaresizliğinin,kendisini gerçekleştirmesinin sınırlarının ironik ve abartılı öğelerle pekiştirilerek anlatıldığı bir roman olan Yeraltından Notlar'da, usta Rus yazar Dostoyevski' nin kaleminden, günlük yaşamın sorunları içinde bunalan tüm çağların çelişkili insanını bulacaksınız.
(Arka kapak)


COTE: [TUR-L] [DOST-7957]
(168 sayfa)

13 Ara 2009

90 Dakikada Aristoteles

Felsefe uğraşından Aristoteles'in eline hemen hemen hiçbir şey geçmemiştir.Ama O, bütün Batı, hatta İslam uygarlığı felsefesinin temelini atmıştır. O'na rasyonel ve bilimsel bir dünya borçluyuz.Felsefeyi işimize yarar hale getirmeye çalışan Paul Strathern,Aristoteles felsefesini bütün akademik çalışmalardan uzak bir şekildebize sunmaktadır.

Yazara göre Aristoteles'in sistematik metodu ve kendi mantık ilkelerini sunuşu bilimsel düşüncenin temelini atmıştır. Ama bu ilkeler aynı zamanda Orta Çağ'da tin'in hapishanesi olmuştur. Eğer kilise gücünü elinde tutabilseydi bu durum hiç değişmezdi. Ve kim bilir, bu güce karşı öyle bir hareket gelişirdi ki,her şey çok farklı olabilirdi. Bütün bunlar günümüzde Aristoteles'i tekrar istek ve merakla araştırmak için yeterli olmalı....
(Arka kapak)

COTE: [TUR-1] [STRA-20827]
(80 sayfa) 

Oyunlar

Çehov'unbir oyun yazarı olarak dünya çapındaki ünü, temelde beş oyunununadayanır: Bir anneyle oğlu arasındaki iktidar savaşını anlatan Martı,bir çift saplantılı aşığın yer aldığı Vanya Dayı, üç kardeşingelecekleriyle boğuştukları Üç Kızkardeş, yaşlıların er geç yerlerinigençlere bırakmaları gerektiğini anımsatan Vişne Bahçesi ve insankişilikleri arasındaki çatışmayı anlatan Teklif...
(Arka kapak'tan)

COTE: [TUR-L] [TCHE-21899]
(450 sayfa)

Kanlı Miras

İyi bir aileden gelen Mathilda Gillespie evindeki banyonun su dolu küvetinde ölü olarak bulunur. Başına, Orataçağda işkence aleti olarak kullanılan bir gem geçirilmiştir. Olayın intihar olduğu düşünülürse de, kızını ve torununu cezalandırmak için kendisininde kullanıldığı bu gemin çiçeklerle süslü olması, üstelik vaziyetinde bütün mirasını doktoru Sarah Blakeney'e bırakması, olaya başka boyutlarkazandırır. Kuşkulularla listesine doktorun ressam kocası ile Mathilda'nın sonrada ortaya çıkan kocası da eklenir. Soruşturma ilerledikçe Mathilda'nın geçmişindeki karanlık ilişkiler de su yüzüneçıkar. Mathilda bu ilişkiler sonucu akli dengesini yitirip mirasını doktoruna mı bırakmıştır, yoksa katil,ilgiyi bu tartışmalıvasiyetnameye yöneltip asıl amacı gizlemeye mi çalışmaktadır? KanlıMiras'ın yazarı Minette Walters, İngiltere'nin yeni polisiye kraliçesi.Romanları tam otuz iki dile çevrildi. Hollwood'a vermek istemediği içinBBC tarafından tarafından filme çekildi. ...
(Arka kapak'tan)

COTE: [TUR-L] [WALT-36830]
(373 sayfa)

12 Ara 2009

Atlılar

Kitabin kişileri atlara tutkundur.
Öfkeleri, kıskançlıkları, nefretleri yoğundur.
Güçlü olduklarını sürekli kanıtlamak isterler.
Bütün bu frenleyemedikleri
şeref, cesaret, gurur gibi tutkuları içinde huzursuzdurlar,
yalnızdırlar.
Eren Arcan


COTE: [TUR-L] [KESS-8322]
(501 sayfa)

6 Ara 2009

Nietzsche Ağladığında

Bir gün,erkeklerin başını döndüren kadın, Salomé, Nietzche'den habersizBreuer'e gelir. "Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede Nietzcheümitsiz. Ona yardım edin," der. Breuer Salomé'yi tekrar görebilmekumuduyla "peki" der. Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur,mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemliduraklardan geçen bir yolculuk başlar...

" Niceleri kendi zincirlerini kıramazlar da dostlarının azatçısıdırlar."
Böyle Buyurdu Zerdüşt

COTE: [TUR-L] [YALO-18864]
(374 sayfa)

Kızıla Boyalı Saçlar

'Kızıla Boyalı Saçlar'... egemen sisteme ve o sistemi bir nedenle içselleştirenlere karşı müthiş bir eleştiri. Çağdaş Hamletler,Zorbalar, kutsallaştırılan serseriler, fahişeler, genelevler,mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, üçkağıtçılar, küçük burjuvalar, eski solcular, geçmişin idealistleri olan günümüzün'başarlı' işadamları, dolandııcılar, rezil kişiler, insanlara değil aynadaki görüntülerine aşık olanlar, bir dönemin ve insanlarının resmi.
'...Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı:
Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlışkapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlışyataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini,düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun? ...'
(Arka Kapak)

COTE: [TUR-L] [KESS-8322]
(476 sayfa)

Kötü Satte

Adı belirsiz bir Güney Amerika Cumhuriyeti'nin,yine adı belirsiz küçük bir kasabasının halkı, alışılmış, sıcak veyağmurlu bir güz denemini geçirmektedir. Sıcaklık bunaltıcıdır; yağmurbardaktan boşarnırcasına yağmakta, fareler kilisenin temellerinikemirip tüketmekte, insanlarsa uzayıp giden bir diktatörlüğün baskısıaltında inlemektedir. Bu yoksulluk dolu ülkede hükümetler dışındahiçbir şey değişmemektedir. Hükümetler sık sık, kanlı bir biçimdedeğişmektedir. Sonra, dul Bayan Moteil'in de önceden belirttiği gibi(ama deli bir kadının gelecekten haber vermesine kim inanır) birtrajedi geçekleşir. Biri, gecenin ortasında, evlerin kapılarınaaşağılayıcı yazılar yapıştırmaya başlar. Bu arada bir adam vurulur.Belediye Başkanı (ve Emniyet Müdürü) hemen harekete geçer. Bu ise, dahada trajik bir olaydır...

COTE: [TUR-L] [MARQ-21862]
(176 sayfa)

5 Ara 2009

Gazap Üzümleri

Küçük toprak sahiplerinin bankalar ve tüccarlar tarafından aldatıldığı, insanların kuraklık, yoksulluk, zorbalık veya sadece açlık yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldığı ve 1930'larda 3 milyon insanın Kaliforniyaya yeni bir yaşama başlamak için yerleştiği zor yıllarda, bireysel ailenin parçalanışı anlatılırken aynı zamanda bütün göçmenlerinde tek bir aile haline gelişi vurgulanmaktadır. (Vikipedi'den)

COTE: [TUR-L] [STEI-20825] 
(640 sayfa)

Bulantı


 Yirminci yüzyıl edebiyatının en etkili ve ilginç eserlerinden biri olan bu kitapta, Sartre, çağdaş roman tekniklerini, dış gerçeklere olduğu gibi düşünsel bir öze, yani belli bir bilinç aşamasına ulaşmış kimsenin dünya karşısındaki düşünce ve duygusunu da başarıyla uyguluyor. Böylece hem toplumsalı, hem de bireyseli kavrayan bütüncü bir gerçeklikle karşılaşıyoruz.
 
COTE: [TUR-L] [SART-19798]
(239 sayfa)

Demir Ökçe

Dünyada çok büyük bir okur kitlesinin ilgisini kazanmış olan büyük yazar Jack London, varsayımlar üzerine kurduğu ünül romanı Demir Ökçe'yle işçi sınıfı yazınında haklı bir yer almıştır. Marx'ın yapıtlarının çoğunun Amerika'da yayımlanmadığı bir dönemde (1906), işçi hareketlerinin doğuşuyla birlikte kitlelerin bir işçi sınıfı yazarı arayışına yanıt veren tek yazar Jack London olmuştur. İşçi sınıfı yazını, işçi hareketinin gücünün bir ölçüsü, bir ifadesi olacak biçimde gelişebilir ancak; bu noktadan bakıldığında, o dönem Amerika'sında ancak işçi sınıfının gelişen bilincini yansıtan ürünlerin ortaya konması beklenebilrdi; İşte, Jack London'ın ölmezliğinde büyük payı olan Demir Ökçe, bu gereksinmeyi doyurmakla toplumcularnı ilgisin ayakta tutmayı başarmıştır.
(Arak Kapak)

COTE: [TUR-L] [LOND-19869]
(267 sayfa)