23 May 2010

Dört Mevsim Sonbahar

Dört Mevsim Sonbahar, 
baba, oğul, sevgili üçgeni içinde geçen olay örgüsüyle, 
roman kurgusu içinde yeni bir gerçeklik yaratmaya çalışıyor. 
Mitinglerin, gösterilerin, çatışmaların, ölümlerin oluşturduğu bir fon üzerinde gelişen kuşaklararası çatışmaları işleyen 
bu roman, aşkla, ölümle, yaşamla, edebiyatla, yazarla ve okurla hesaplaşıyor. 
Bir yandan bunların hepsiyle dalga geçerken 
bir yandan da hepsini ciddiye alıyor. 
(Arka kapak'tan)

Eşki sözlükten:

"... ödün patlıyor senin aman başkaları ne diyecek diye, istediğin hiçbir şeyi yapamıyorsun. canın başka erkekleri çekiyor, o erkeklerle olamıyorsun. namuslu oluyorsun böylece,kocasına sadık kadın oluyorsun, herkes sana saygı gösteriyor. ama kendine ihanet ediyorsun, toplum içinde rahat etmek için isteklerini bastırıyorsun, yaşamın sana bağışladığı keyiflere başkaları seni ayıplamasın diye boşveriyorsun. sen, isteklerini bastırarak en sevdiğin insana, yani kendine ihanet ediyorsun. sen hainsin be. ihanet içindesin. kendine ihanet eden biri bana neler yapmaz. sen güvenilmez birisin,güvenmiyorum sana..." onedayiwillfly

"Girişinde çetin altan'ın babadan nasihat tadında yazdığı bir bölüm bulunan kitap." copycat

" "küçükken, seni kucağımda balkona götürdüğümde, yıldızları tutacakmış gibi ellerini gökyüzüne uzattığında anlamıştım herşeyi" şeklinde, babası çetin altan 'ın oğluna yazdığı bir bölümün de bulunduğu roman. " fandango

"dört mevsim vardır ama sondur bahar, son bahardır." coup de foudre